Kurban Bayramı’na adım adım yaklaşırken, kurbanlık fiyatlarındaki ortalama da belirmeye başladı. Geçen sene 65 TL olan canlı kurbanlığın kilosu bu sene 165 TL’ye çıktı. Kaynak, Ankara Kırmızı Et Birliği’nin yaptığı açıklama...
Ülkede kurban kesebilecek kaç kişi kaldı tartışılır; ama ortadaki fiyat artışı üreticinin haklılığını ve maliyetlerini ortaya koyarken, vatandaşın alım gücü açısından da bir dramı gözler önüne seriyor.
Fiyatlara neredeyse yüzde 150 zam geldi. Hatta Diyanet’in açıklamasına göre kesim ücretlerindeki artış oranı da yüzde 164. Üretici ve kasaplar açısından meseleye baktığımızda söyleyebilecek hiçbir şey yok.
Yani sakın ha, burada bir fırsatçılık aramayın. Neredeyse maliyetlerinin yüzde 146 arttığından söz ediyorlar ve doğrudur. Asıl sorgulanması gereken şey, kurbanlık fiyatlarına gelen oranın, kurban kesecek kişilerin gelirinde niye olmadığıdır.
Hemen kendi gelirinizden sağlamasını yapın. Ülkede kaç kişi en az bu enflasyonla yaşıyor? Neredeyse tamamı; daha gerçekçi davranırsak, bu enflasyon yıpranmasının üzerinde yaşayan milyonlar var.
Çünkü bir yerde geliriniz, giderlerinizden daha az artıyorsa, o kişinin yaşadığı enflasyonun şiddeti, geliri görece yüksek olanlardan daha sert olur. Prof. Dr. Osman Altuğ’un bu durumu ortaya koyan nefis bir sorusu vardır.
Der ki: İşsiz birinin enflasyonu kaçtır? Enflasyon yıpranması artı yüzde 100. Çünkü geliri olmayan insan, herkesten daha fazla artışı hisseder. Bu gelirin azlığına göre oranı değişse de, şiddetini korur.
Türkiye’de çalışanların yüzde 65’inin asgari ücret ve bir miktar üstünde gelir sahibi olduğunu düşünürseniz, ülkenin genelinin bu sarmal içinde olduğu gerçeğiyle de yüzleşirsiniz. Yüzde 43 diye açıklanan bir enflasyon ile geliri arttırılan, ama bunun en az üç katı maliyetle yaşamaya çalışan insan, bu ülkenin gerçeğidir.
Sonuçta asıl kurbanlık bu ülkenin insanı haline geliyor; ama tersten anlatmak gerekiyor. Bu durum üreticinin hangi şartlar altında ayakta kalmaya çalıştığını bize gösteriyor. Böylesi bir tablo, bırakın kurban ibadetini yerine getirmeyi, insanların evine bir kilo kıyma bile götüremeyeceği durumu anlatıyor.
Şayet bir ülkede üreten de, pazara getiren de, pazardan alan da, tüketen de aynı durumdaysa, orada ekonominin iyi olduğundan bahsetmek hayaldir. Mesele sadece kurbanlık başlığı altında değil.
Sanayiden tarıma, hizmet sektöründen sanat endüstrisine kadar her alanda üretenin para kazanamadığı, ama fiyatların çok arttığı, tüketenin de klasik bir ihtiyacını dahi lüks olarak gördüğü bir fotoğraf yaşanıyorsa, orada işlerin düzeltilmesi adına harekete geçmek için zaman kalmadı demektir. Orada yaşananın tek bir tanımlaması vardır: Fakruzaruret.
[email protected]