Kırmızı et ülkede yalan oldu. Artık ayda yılda bir alınabiliyorsa ne mutlu. Belki bol ekmekli kıyma karışımı köfteler ara sıra sofralara uğruyor. Büyük bir çoğunluğun yoksulluk sınırının altında yaşadığı ülkede, ne yazık ki manzara bu.
Kırmızı ete ulaşamayan tüketici sonra rotasını balığa çevirdi. ‘Balık yüzleri güldürecek’ nidaları atan medya eşliğinde hamsinin fiyatının 30 TL’yi de görmesiyle bu seviyeli ilişkinin de arasına mesafe girdi.
Fakat uzun zamandır gözde ürün neydi diye soracak olursanız beyaz etti. Bilhassa havaların ısınmasıyla birlikte ovalara yayılan mangalcıların gözdesiydi. Elinde yelpaze, mangal başında tavuk pişirenlerin ülkesi haline dönüştük.
Elbette büfelerde de tercih tavuk dönerden yana oldu. Tek bir kriter vardı; nispeten daha ulaşılabilirdi. Bun yediklerimiz ne kadar tavuk bilemiyoruz ama şimdi minimum parayla öğle vakti karnını doyuranlarla, sezonu sabırsızlıkla bekleyen mangalcılara kötü bir haber var.
Beyaz et üreticileri 1 Şubat itibariyle kümeslere civciv koymayacaklarını açıkladılar. Üretici, elektrik, kömür, akaryakıt ve işçilik ücretlerine gelen zamların ardından çaresiz kaldığını dile getiriyor.
Açıklamalarda üreticinin yüzde 90’ının borç batağında olduğuna dikkat çekilirken, maliyetler bir taraftan tahsil edilemeyen alacaklar öte taraftan üretimlerin sırayla durduğu belirtiliyor. Yani mangalcılar işin esprisi, anlaşılan ülkede son ulaşabildiğimiz et ürününe de veda etmeye hazırlanıyoruz.
Aslında bunu tüm gıda ürünleri için söyleyebiliriz. Üretimden vazgeçen, üretenin ürettiğinden para kazanmadığı bir ülkenin fotoğrafı içerisinde, ithal edilen ürünlerin işi kısır döngüye sokarak üretene de tüketene de kaybettirdiği bir noktaya geldik.
Daha acısı kimse bu konuyla ilgilenmek istemiyor. Her fiyat artışında Bakan çıkıp vurgunculardan söz ederek, ithalat yapacaklarını belirtiyor. Onlar ithalat yapıyorlar, bu kez güç bela üreten de para kazanamadığı için, gelecek senenin üretimi riske giriyor.
Şayet bir ülkede başta gıda olmak üzere her sektörde imalat kabiliyetinizi yitirseniz de, sadece işsizlik gerçeğiyle değil, alternatifsiz kalan ithal ürünlerin de pahalı fiyatlarıyla karşı karşıya kalırsınız.
Yani tam bir kısır döngü içerisindeyiz. Ne yazık ki herkesin dilinde bir üretim, hatta yerli üretim geziyor; ama gerçekten kimse üretimi destekleyecek ve sağlıklı bir planlama yapacak eyleme girişmiyor.
Böyle giderse bu bahar kirlilikten şehrin ortasında mangal yapma absürtlüğünü sergilemeye kadar her türlü rahatsızlığı veren mangalcılardan kurtulacağız. Ama daha kötüsü sofraya da et koyamayacağız. Hatta sadece et mi? O da tartışılır.
Seç seçebilirsen...
[email protected]