Her ay açıklanan tüketici güven endeksini mutlaka görüyorsunuzdur. Burada bazı artışlardan ya da düşüşlerden söz ediliyor. Bunun üzerinden de tüketici güveni arttı ya da düştü diye yorumlara şahit oluyorsunuz.
Tüketici güveni ne demek? Kişilerin gelirlerine ve ekonomiye olan güveni ya da güvensizliği ışığında, gelecek dönemde harcama yapma eğilimleri ne durumda? Bunun sağlamasının yapılması adına da önemli bir veri.
Son veriden yola çıkalım. Haber tüketici güveninin 23 ayın en yükseği olduğu şeklinde verildi. Yani sizin bir geçim derdiniz yok ve ekonomiye ilişkin güveniniz artmış, örneğin beyaz eşya almaya karar vermişsiniz.
Düz mantık bu çıkıyor değil mi? Veri ne? Mart ayında güven 85,9’a çıkmış ve Mart 2023’ten beri en yüksek seviyeyi görmüş. Güzel mi: Eğilimi okumak anlamında bakıyorsanız, hoş bir gelişme olarak nitelendirilebilir.
Fakat vatandaşın buradaki algısı ne olur? Tüketici güveni 23 ayın en yüksek seviyesine çıkmış, demek ki ekonomi düzeliyor. İlk bakışta aklınıza gelen bu değil mi? Bir diğer ihtimal ise kendi ekonominize bakar ve sorunu kendinizde aramaya başlarsınız.
Peki nasıl bu güven ortaya çıkmış. Tüketici Güven Endeksi 85,9’a çıkmış. Hemen insanın ‘vay be’ diyesi geliyor. Kritik soru ise şu: 85,9 ne anlama geliyor biliyor musunuz? Elbette çoğu insanın bundan haberi yok. Yani rakam veriliyor da ne anlama geldiğini kimse söylemiyor.
O zaman ben anlatayım. Tüketici Güven Endeksi’nde 100 nötr noktadır. Endesk 0 ile 200 arasında ölçülür. Nötr nokta olan 100’ün üzerindeki veriler, tüketicinin iyimserliğini, altındakiler de kötümserliğini ifade eder.
Çok uzun zamandır ülkede tüketici güveni bırakın 100’ün üzerine çıkmayı, nötr noktayı bile görmedi. Fakat biz bir anlamda sıfırın altındaki bir değer üzerinden gerçekleri bir kenara atmışız, algı yönetiminin gölgesinde iyimserlik, kötümserlik oynuyoruz.
Esasen hakkını vermek lazım. Vatandaşın atılan başlıklar dışında rakamlarla ilgili bir fikri olmadığı için, oradaki yorum algı yönetimi adına kullanılıyor. Gerçekleriyle uyuşmayan bu söylemler de vatandaşı kızdırıyor.
Oysa hiç kızmanıza gerek yok. Zaten açıklanan güven endeksi, tüketicinin meseleye kötümser yaklaştığını her haliyle itiraf ediyor. Eskiden bilgilendirme amacıyla mutlaka haberlerin altında yapılan 100 nötr nokta açıklaması ise, genellikle artık kullanılmıyor.
Meseleye buradan baktığınızda da vatandaşa sıfırın altında bir değerle, yani güvensizlik sularında gezerken, biraz daha az kötümser demek yerine, veri 23 ayın en yüksek güveni diye pazarlanıyor.
Yemin etseniz başınız ağrımaz. İstatistiksel olarak bir şeyin doğru olması, onun sorunu ortadan kaldırdığı anlamına gelmiyor. İşte biz buna ekonominin siyasallaşması diyoruz.