Hayat pahalılığı bitti mi? Çarşıda pazarda artık çok daha ucuza ürün alıp, istediğiniz zaman sofranıza et koyabiliyor musunuz? Patates soğan derken, domatesin hükmü kırıldı mı? Aracılar ortadan kalktı; marketler, fırsatçılar tatile mi çıktı?
Sahi o birden bire hayatımıza giren, önünde kuyruklar oluşturulan, dualar eşliğinde tanzim adı altında kurulan çadır tiyatrosuna ne oldu? Seçim bitince vatandaşın gündemi de önemini yitirdi mi?
Oysa seçim sürecinden sonra daha çok zam hayatımıza girecek. Elektrik, su, doğalgaz derken, çarşıda pazarda daha da yetişemez bir hal alacağız temel gıda maddelerimizin fiyatlarına. Fakat her şeyin birden bire bıçak gibi kesilip, doğal hayat akışına dönmesi sizce de garip değil mi?
Vatandaşın geçim derdi birden iktidarıyla muhalefetiyle herkesin gündeminden düştü. Bunun en belirleyici örneklerinden biri de başlığa da konu olan tanzim çadırları oldu.
Merkez Bankası enflasyon raporuna bakarsak, bir düşüş öngörüyor. Ama bunun gerçekleşmeyeceğini artan dolardan da petrol fiyatlarından da rahatlıkla anlıyoruz. Bizimle ne ilgisi var demeyin.
Dolar arttıkça enflasyonun yükseleceği açık. Bir de buna faizi eklerseniz, borçlarımızın ve hayat giderlerimizin nasıl artacağını da tahmin edebilirsiniz. ‘Petrolden bana ne’ diyenleri duyuyor gibiyim.
Fakat iğneden ipliğe hayatımızda kullandığımız tüm ürünlerde petrol türevi hammadde olduğunu düşünürseniz, yeni bir hayat pahalılığına da hazır olmamız gerektiğini anlarsınız. Ulaştırma giderlerinden çocuğunuza aldığınız tükenmez kaleme kadar her şeye zam geleceğini unutmayın.
Ekonomi yönetiminin yaz aylarına güvendiğinin farkındayım. Yani hesap yaz aylarıyla birlikte ürünler ucuzlayacak, mevsimlik işçiler çoğalacak, böylece de görece bir rahatlamayla bu süreci aşabileceğiz.
Ama son iki senedir bunların hiçbiri olmadığı gibi işsizliğin, enflasyonun da sürekli yükseldiğini hatırınızdan çıkarmayın lütfen. Yani sonbaharda hayatımız bugünden daha güç olacak.
Bunu değiştirebilir miyiz? Mevcut ekonomik yaklaşımlarla hayır. Halen sokaktaki vatandaşı, tüketiciyi konuşmak yerine, finans piyasalarını ikna etmeye çalışıyorsak, biz zaten gündemde hiç olmadık demektir.
O zaman kendimizi hatırlatmaya ne dersiniz? Hadi hep birlikte ekonomiyle ilgili tüm bakanlıklara bir mail atın ve şu soruyu sorun: Tanzimlere ne oldu? Hepimiz bunu yaparsak, en azından bir açıklama yapma ihtiyacı hissedeceklerdir. Yoksa daha bizi çok saf yerine koyarlar; biz de geçinemediğimizle kalırız.