Karla kaplı bir cadde düşünün. O caddede uzayıp giden bir kuyruk. Niye? Biraz daha uygun fiyata et ya da kıyma alabilmek için. Sonu gözükmeyen bu kuyruk sizce haber değeri taşımıyor mu?
İnsanların ekonomik olarak ne durumda olduğunun en önemli göstergesi değil mi? Peki bundan tatmin olmadıysanız bir bilgi daha vereyim. Bu kuyruk, ülkenin hayvancılık merkezi olan Erzurum’da ise daha da büyük bir haber değeri taşımaz mı?
Oradaki vatandaşların büyük bir bölümü ‘çek ve halimizi göster’ diyor hakkını yemeyelim. Ama kuyruğun ilerleyen bölümlerinde, ki o kadar uzun bir kuyruk, bir hanımefendi sesleniyor: “Utanmıyor musun bunu çekmeye?”
İşte akıl tutulması burada. Yani biraz sonra sıra geldiğinde kendisine et veren kasap utanacak mı? Öncelikle insan işini yaparken neden utansın? Ama diyorsanız ki, ‘hayvancılığın merkezinde bu kuyruğa girmeye biz utanıyoruz; siz de bizi görüntelemeyin’ sonuç değişmese de, durum değişir.
Vatandaşı o kuyruğa sokanın utanmadığı yerde, gazeteci bunu gösterdiği için neden utanacak? Ülkede en büyük bonknot olan 200 TL’ye bir kilo kıyma alınamayan memleketimde kimin utanması gerekiyor acaba?
Pazartesi haftanın ilk gününde enflasyon açıklacakken, yaşananlara inat enflasyon artış hızında düşüş olduğu iddia edilirken, açlık sınırının altında emekli maaşlarına düzenleme getirilip, müjde diye anlatılırken kimin utanması gerekiyor?
Asgari ücretli de, emekli de, ortalama memur da ve toplumun en az dörtte üçlük kısmı da yoksulluk sınırı olarak açıklanan 31 bin 240 TL’nin yakınından bile geçemezken, geçinemediğini gösterenin utanması biraz garip olmaz mı?
İnsanların hali perişanken, bunu haberleştirip durumu gösterenin mi utanması lazım; yoksa ‘enflasyon nasılsa düşecek, o nedenle ne asgari ücrete ne de emekli maaşlarına zam gerekmediğini’ söyleyen Bakan mı?
Kasap esnafın bile 10 TL’lik kıyma isteyen vatandaştan utanıp, elinden geldiğince daha fazla vermeye çalışması yeterince sorun ve gösterge değil mi? Kasap utanırken, bundan sorumluluğu olanlar neden hicap duymazlar acaba?
Daha garip olan ise, Erzurum gibi bir hayvancılık üssünde, ucuz et kuyruğuna girmek zorunda kalan insanların ortasında, kendisi de kuyrukta olan vatandaşın, vatandaşlığını unutup, halen şuculuk buculuk oynaması değil midir utanılacak olan?
Türkiye’de tüm taşlar, konumlar yerinden oynadı. Bireysel olarak sıkıntı yaşayan insanlar, tuttuğu takım, parti ya da durduğu görüş üzerinden kimlik arayışına girerse ne olur biliyor musunuz? Orada vatandaşlıktan, tüketici olmaktan, haktan, hak aramaktan söz edilemez. Elbette tekrar altını çizeyim ki, o en az 100 metreyi aşan kuyruğun içinde bunu söyleyen sadece bir ya da iki kişiydi. Ama halen çelişkiyi göremiyor olmak, sanırım asıl can acıtan yan.
[email protected]